Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski metin yazarı Aydın Ünal, Yeni Şafak Gazetesi’ndeki yazısında AKP’nin seçimlerdeki başarısızlığını değerlendirdi. En yüksek orana ulaştığı dönemlerde Erdoğan ve AKP’ye oy verenleri “Sağ/muhafazakârlar, Dindarlar ve muhafazakâr Kürtler ile milliyetçiler” şeklinde üç kategoride ele aldı.
Ünal, Erdoğan ve AKP’nin bu kitleleri yeniden kazanabilmesi için özetle şu değerlendirmede bulundu:
“(Erdoğan ve AKP’ye oy veren) Birinci kitle Türkiye’nin en büyük seçmen kitlesi. Onlara “sağ/muhafazakârlar” diyelim. Demokrat Parti’ye, Adalet Partisi’ne, Anavatan Partisi’ne, Doğru Yol Partisi’ne oy verdiler. Kuruluşunda kısmen, ilerleyen zamanlarda blok halinde AK Parti’yi desteklediler. Onlar için en önemli konu “ekmek” ve “güvenlik”. Milli ve manevi değerlere de saygı duyulsun istiyorlar…
Erdoğan ekonominin durumunun farkında. Önünde seçimsiz 4 yıl var ve Mehmet Şimşek’e verdiği tam yetkiyle ekonomiyi düze çıkaracaktır. Güvenlik konusunda yegâne liman olduğu açıktır. Sağ/muhafazakâr büyük kitleyi yeniden toparlamakta zorlanmayacaktır…
ŞEBNEM BURSALI GÖNDERMESİ
Erdoğan, Monako’dan ıstakoz fotosu paylaşan sızıntılarla hesaplaşırsa, mahalle yanarken saçını tarayanları kapının önüne koyarsa, dindarları yeniden kazanabilecektir…
Irkçı/kafatasçılarla arasına mesafe koymuş bir MHP’nin muhafaza edilmesi, MHP’nin altını boşaltma gayretlerinin boşa çıkarılması da Cumhur İttifakı’nı daha güçlü kılacaktır. Hatta şunu da ekleyelim: Türk ırkçısı olduğunu söyleyip, PKK ile aynı istikamette yürüyenlerin karşısında, MHP, muhafazakâr Kürtlerle barışık bir çizgiye rahatlıkla gelebilir…
“Seküler Dindar Gençlik” olarak isimlendirilen yeni bir nesil geliyor. Dini meseleler kadar adalet ve özgürlük konusunda çok keskinler. Hassasiyetleri mutlaka dikkate alınmalı.”
‘ŞEBNEM BURSALI GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLDİ’
Gazeteci Mehmet Çek, Ünal’a sosyal medya hesabından yanıt verdi. “Kimse işin uyanıklığına kaçmasın, tamamının uzun süredir yaşadığı hayatın günah keçisi ilan edildi Şebnem Bursalı.” diyen Çek, “Aynı hayatın kat kat fazlasını yaşayan partinin o sözde `En dindarları` bile Şebnem Bursalı üzerinden kendilerini aklamaya girişmiş. Özellikle not düşeyim; Şebnem Bursalı`da bizi rahatsız eden asla yaşam tarzı değil. Bu tarzı milletin gözüne sokma görgüsüzlüğüdür.” dedi.
“Ancak bu kadar basiretsiz bir seçim okuması yapılabilirdi. Millet, Türkiye’nin en seküler partisini 1. parti yapmış, sen olayı dindarları kaybetmeye bağla? Istakozun hesabını da partide seküler gördüğün kesimden sor?” diyen Çek’in yazdıkları şöyle:
“Oh ne ala!
Kimse işin uyanıklığına kaçmasın, tamamının uzun süredir yaşadığı hayatın günah keçisi ilan edildi Şebnem Bursalı.
Aynı hayatın kat kat fazlasını yaşayan partinin o sözde `En dindarları` bile Şebnem Bursalı üzerinden kendilerini aklamaya girişmiş.
Özellikle not düşeyim; Şebnem Bursalı`da bizi rahatsız eden asla yaşam tarzı değil. Bu tarzı milletin gözüne sokma görgüsüzlüğüdür. Üstelik iktidar partisinin milletvekili olarak ve böyle enflasyonist bir ortamda?
Ha siyah vianolarınız, çakralı araçlarınız, kravat takım elbise, koruma ordularıyla girdiğiniz kenar mahallelerde siz az mı iğreti göründünüz?
Bir bütün olarak parti elit tabakası, partide uzun süredir halktan kopuk, şatafatlı bir hayat süren egemen oligarşik yapı için söylüyorum.
Devamla;
AK Parti seçmenini de milleti de `şucu`, `bucu` diye kendi ifadenizle `kabaca tasnif` ve kategorize etmekten vazgeçin artık.
AK Parti millettir. Türkiye partisidir.
Siyaset ise gelecektir.
Siyasette fi tarihinin değil zamanın ruhunu yakalayabilenler kazanır.
Devamla;
Sürekli halde gündem ve hedefinizde `Güvenlikçi Politikalar` var. Güvenlik/özgürlük ikilemi çarpıtmasına inanan batıcı liberal akıl.
Van`a atanan Kandil kayyımı meselesinde siz `Demokratçılık` oynarken ülkenin güvenliğini önceleyen yurtseverlerin tepkisini `Parmak sallama` diye okuyorsanız, okuyun. Fakat devlet izler, notlarını alır. Almazsa hata yapar.
Bu dönemde güvenlik politikaları, otoriterlik; merhamet, adalet, hukuk ile birlikte yürümeli. Terörle mücadele, kılı kırk yaran bir dengede de olsa önemle yürütülmeli.
Dünün tarihi hataları tekerrür etmemeli.
En ufak güvenlik zaafiyeti başa sardırır.
Bu yüzden devlet arada yumruğunu masaya vurur ve ‘Ey yeniden yakma yıkma işlerine sulanan Kandil`in sürüngenleri, FETÖ artıkları, Çakma islamcılar, Gazze Manipülasyoncuları, Proje tipler, Taşeronlar vd. vd. Belasını bulmak isteyen kimse varsa hadi çıksın zıplasın, görelim!’ der.”